
"İnsanların, uğruna canlarını feda etmeyi göze aldığı bu kitapların içinde ne var? Gerçeklerin farkına vardıktan sonra bu karanlık toplumda artık yaşanabilir mi?"
Fahreneit bir 'dönem romanı' özelliği taşısa da farklı dönemlerde adından söz ettiren ironik bir bilim kurgu kitabı. 1950'lerin soğuk savaş dönemine ait olsa da 1960'ları da öngörmüş. Hala da güncelliğini koruyor. Yazarımız Ray Bradbury, dijital çağın okumayı sona erdirebileceğini elli yıl kadar önceden öngörecek kadar ileri görüşlüydü. Romanını UCLA kütüphanesi bodrumunda yazmış. Baş kahramanımız Guy Montag aslında yazarın kendisini temsil eder. Montag korkar ama öfkesinden cesaret alır. Faber karakteri ise Montag'ın vicdanını temsil eder. Korktuğu şeyleri Montag'ın kulağına fısıldar ve O'na ne yapması gerektiğini söyler. Kitabının ismini kitap kağıdının yanma derecesi olan 451 Fahrenheit'tan almıştır.
Gelecekte baskıcı bir toplumun anlatıldığı kitap anti ütopya özelliği taşır. Kitabın Francois Truffaut'un çektiği 1966 yapımı bir filmi de bulunmakta.
İtfaiyecilerin görevi günümüzdekinin aksine yangınları söndürmek değil kitapları yakmaktır. Romanda evinde kitap bulundurmak, okumak ve düşünmek yasaktır. Montag bir kadının kitapları uğruna ölmeyi göze almasıyla düşünür. Kitabın en can alıcı noktalarından biri de Montag ve isyancıların kitapların imha edilmesi ihtimaline karşı kitapları ezberlemeye çalışmalarıydı.
"Dünyayı gör. Fabrikalarda üretilen veya bedeli ödenen herhangi bir rüyadan daha fantastiktir o."
"Sonu iyi olan her şey iyidir."
"Belki kitaplar bizi mağaradan biraz çıkarabilir. Belki hep aynı, lanet olası, çılgınca hataları yapmaktan alıkoyabilirler bizi."
Kitaplı günler dilerim.
Ulviye Yoluk 1 yıl önce
"Herkes ölünce ardında bir şeyler bırakmalı, derdi dedem. Bir çocuk, bir kitap, bir tablo, inşa edilmiş bir ev veya duvar, yapılmış bir çift ayakkabı.Veya ekilmiş bir bahçe." Sevgi ve saygılarımla...
nazlı yıldırım 1 yıl önce